Atatürk Öğretmen Olsa Nasıl Bir Öğretmen Olurdu?


Cumhuriyet döneminde her alanda olduğu gibi eğitim alanındaki politikalara yön veren faktör Atatürk’ün görüş ve düşünceleridir. 

İstilâcı orduları denize döktükten sonra Atatürk’ün temel amacı, Türkiye’nin bir daha aynı duruma düşmemesi ve ebediyen millî bağımsızlığını korumasıdır. Bu ise, genç Türkiye Cumhuriyeti’nin çağdaş medeniyetin bir ortağı bir parçası olmasıyla mümkün olabilecekti. Çağdaş medeniyet akıl ve bilime dayalıydı ve ona ancak eğitim yoluyla erişilebilirdi. 

Dolayısıyla Atatürk Milli Mücadele’nin en hassas olduğu bir dönemde, istilâcı güçler Ankara’ya yöneldikleri bir sırada, 16 Temmuz 1921’de, Milli eğitim meselesine çözüm aramak, yeni eğitim politikalarının esaslarını belirlemek için Ankara’da bir “Maarif Kongresi” toplamıştır. Kongrenin açılış konuşmasında, gerilemenin en önemli sebebi olarak o zamana kadar yürütülen eğitim politikalarının yanlışlığını göstermiştir. 
Atatürk daha sonraları, TBMM’nde, öğretmenlerle olan toplantılarda ve halka yönelik konuşmalarında, milli eğitim üzerinde ısrarla durmuştur. Bunun nedenleri değişiktir. Her şeyden önce hür ve bağımsız yaşamak için eğitim en etkin çarelerden biridir. 

Bir bakıma Cumhuriyetin geleceği, aydınlık kafalı, sağlam karakterli, inkılâpları benimsemiş, onu koruyacak, kollayacak kuşakların yetişmesine bağlıydı. Diğer taraftan çağdaş medeniyete giden yolun anahtarı da keza modern eğitimden geçmekteydi. 

Atatürk geleneksel eğitimi eleştirirken özellikle şu noktalar üzerinde durur:
 

a) Geleneksel eğitim bilimsellikten uzaktır. Çağın gereklerine ve toplumun ihtiyaçlarına cevap verebilecek durumda değildir. Hayattan kopuktur. 

b) Bu eğitim millî değildir. Millî kültürün gelişmesini engellemektedir. Milli benlik duygusunu zayıflatmaktadır. 

c) Geleneksel eğitim metotları, yaratıcılığa değil, ezberciliğe dönüktür.436 Nazari ve nakilcidir. 

d) Toplumumuzda yaygın bir cehalet vardır. Cehaleti yok etmenin yolu, her seviyeden okul açmaktan geçmektedir. 

e) İstikrarlı bir eğitim politikası yoktur. Her Millî Eğitim Bakanı’na göre değişik program uygulanmaktadır. 

Bu gözlemlerin ışığında, Atatürk’ün eğitim ve öğretim konusunda önerdiği ilke ve esaslar şu şekilde özetlenebilir: 

a) Atatürk’e göre eğitim, her şeyden önce millî olmalı, Cumhuriyetçi nesiller yetiştirmelidir. 

b) Eğitim laik olmalıdır. Ancak dini etkilerden uzak bir eğitim Türkiye’yi çağdaş medeniyete taşıyabilecektir. 

c) Öğretim bilim ve tekniğe dayanılmalıdır. Öğretimde tek rehber bilimdir, fendir. 

d) Millî Eğitimde öğretim birliği olmalıdır. 3 Mart Öğretim Birliği Yasası bunun için çıkarılmış, böylece vatandaşlar arasında ülkü birliği, kültür birliği sağlanmıştır. Mektepli, medreseli ayrılığı kaldırılmıştır. 

e) Atatürkçü eğitim ve öğretimin temel hedeflerinden biri de cehaletin yok edilmesi, milli eğitim ışığının bütün vatandaşları kapsamasıdır. Bu amaçla “Millet Mektepleri” açılmış binlerce kişi okur yazar hale getirilmiştir. 

f) Eğitim işe yaramalı, hayata dönük olmalıdır. Bilgi başarının aracı haline gelmelidir. 

g) Öğretim ve eğitim karma olmalıdır. Kız-erkek ayrımı olmamalıdır. Kadın ve erkek aynı programlardan ve aynı okullardan yararlanabilmelidir. Böylece ülkenin nüfusunun yarısı, içe dönük bir yaşantıdan, faal ve üretken bir hayata geçebilmelidir. 

h) Eğitimin başarılı olması için Öğretmenlik mesleği çekici olmalıdır. Nitekim Atatürk öğretmenlerin “dünyanın her tarafında toplumun en saygıdeğer ve fedakâr unsurları olduklarını vurgulamış”, “sizin başarınız cumhuriyetin başarısı olacaktır” sözleriyle bu mesleğe verdiği değeri ifade etmiş, öğretmenlik mesleğinin çekiciliğini artıracak maddî ve manevî önlemlerin alınmasını istemiştir. 

i) Eğitim öğrenciye fazilet, düzen ve disiplin, kendine ve milletimizin geleceğine güven duygusu vermelidir. 

Kısaca özetlenen bu ilkelerden de anlaşılacağı gibi Atatürkçü eğitimin amacı, Cumhuriyetçi, akılcı, hür düşünceli, öz benliğinden ve kültüründen kopmamış, pozitif bilimi ve millî bütünlüğü benimsemiş, fikren bedenen gelişmiş nesiller yetiştirmektir.

2 yorum:

Popüler Yayınlar